Bu kitapta, daha okulların açılışının ikinci gününde, kendi başına evden okula gitmek isteyen Çan’ın başına gelenler anlatılıyor. Can, kendine güveniyle, ailesini okula yalnız başına gidebileceğine ikna eder. Ancak evdeki hesap hi&ccedil..

Çocuklar, bu oyunun sonucundan çıkarılacak doğruyu sizler bu oyunu seyrettikten sonra kendiniz bulacaksınız. Aranızda tartışın, ana-babanızla konuşun ve bu masal oyunun niçin yazıldığını, hangi doğruyu, hangi gerçeği anlatmak istediğini kendiniz bulun. Bu oyun size, doğru olanı, bir gerçeği bulmanız..

Yazmak için özellikle zaman geçsin istedim, bekledim. Çünkü olayları anlatırken kişisel duygularıma kapılmak, yapılan baskının etkisinde kalmak istemedim. Elimden geldiğince yansız kalarak, polisçe gözaltında tutulduğum ve sürekli sorguya çekildiğim saatleri bütün ayrıntılarıyla anlatacağım. Otuzalt..

Bu romanı salt çocuklar için değil, anababalarla öğretmenler için de yazdım.Aziz NesinBu romanda çocukların gözüyle büyüklerin nasıl göründüğü anlatılıyor.Bu romanda &cced..

Bu seçkidekiler benim en beğendiğim, en güzel, en sevdiğim yapıtlarım mı? Böyle bir savda bulunamam. Ama bu seçkidekiler, en sevdiklerimden ve okurlarımın da seveceklerini umduklarımdan bir demettir. Bu seçkiye kitaplarımdaki yazılarımdan beğeneceği..

Dünyaca ünlü gülmece yazarımız Aziz Nesin’in (1915-1995) yüzlerce öyküsü arasından çocuklar için kendi yaptığı bir seçmeden oluşuyor Uyusana Tosunum. Kitaplarının geliriyle kurduğu Nesi..

Aziz Nesin Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’ı önce radyo oyunu olarak yazdı. Kazandığı büyük başarı üstüne sahne oyunu haline getirdi. Israrlar üzerine senaryosunu yazdı; çoğu tiyatrocudan olduğu gibi, bu kez de filmciden telif hakk..

"Meret dağ gibi yatıyor. İki fincan benzin dedilerdi. Gaz tenekesiyle mazotu, yağı dayadılar. Oğlan çıktı üstüne. Hep bindik... Traktör tırısa kalktı. Maşallahı var. Üstüne bir eski babuç, bir baş sarmısak, bir mavi gözboncuğu, bir de maşallah astık, deh dedik... Akşamüzeri köye varınca dört döndük ..

Şimdi çok iyi anladım ki, Zübük bir tane değil, biz hepimiz birer zübüğüz. Bizim hepimizin içinde zübüklük olmasa, bizler de birer zübük olmasak, aramızdan böyle zübükler büyüyemezdi. Hepimizde birer parça olan zübüklük birleşip işte başımıza böyle zübükler çıkıyor: Oysa zübüklük bizde, bizim içimiz..